Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

SÖĞÜŞLE(N)MEK

İnsanlık aleminde söğüş denildiğinde, suda haşlanarak kıvam kazandırılmış, isteğe göre çeşitli baharatlarla zenginleştirilip, usulünce soğutularak yenilebilir hale getirilmiş, et çeşitleri yada bir kısım nebatat akla gelir. Tembelliğin ya da zamansızlığın hazır yemeği olarak hazırlanıp dilediğince tüketilebilir.

Kimi uzmanlarca en yararlı besin tüketimi olarak anlatılan söğüş, mecazen,  yaşam içerisinde de önemli bir kavramdır.

Çıkara dayalı insan ilişkilerinin vazgeçilmez durağı olan söğüşlemek, bir unsurun ya da unsurların, diğer bireyi ya da bireyleri, giderek toplumu, toplumları, ilik kemik ayırtsız iç edivermesine denir.

Söğüşçülük çeşitli kisvesel özellikler taşır. Ufak yalanların, kandırmaların mesleki boyut kazanmasıyla yaşamını idame ettirenler bilindik iş erbaplarıdır.

Gerçi bildiğiniz anlar genellikle söğüşlenmenizden sonrasıdır.

Her türlü üç kağıdın geçer akçe sayıldığı söğüşçülükte, temel amaç bir değeri normal mecrasından çıkarıp başka bir yöne kanalize etmektir. Petrol boru hatlarının yön değiştirmesi gibi bir şey de denilebilir.

Dilimize yerleşmiş bazı deyimler, tarihsel yolculuğumuzda söğüşçülüğün ne kadar kanıksanıp kabul edildiğinin imlerini göstermektedir.

Aç tavuğun, kendini darı ambarında gördüğü esnada yolunduğu tecrübeyle sabit olduğundan kelli, bu kaide böylece süregelmiştir.

Eski deyimle kader diye alnına yazılmış olduğundan mıdır? Yeni deyimle algının tersten yaratılmasından mıdır? Bal tutanın parmağını yalamasından mıdır bilinmez, her kertede toplumsal bir söğüşçülük kabul edilegelmiştir.

Bireye yönelik söğüşlemenin feryadı tez duyulur, acısı zamanla unutulur ve çaresizce yutkunulur.

Topluma yönelik söğüşlemek ise geç algılandığı için kuşaktan kuşağa savrulur.

Her iki söğüşlemenin ortak karakteri, kurbanın nabzına göre şerbet verip, pembe rüyalar oluşturmaktan geçer.

Hedef kimse ya da kitle ne kadar doyumsuzsa, yarattığı etki o denli büyük olur.

İçinde yaşadığımız dönem, ileriki tarihlerde benzeri olmayan bir örnek olarak ders konusu olacaktır kaçınılmaz olarak.

Vicdanın sıfırlandığı günümüzde, iki kulhuvallah bir Fatiha ile kapatılmış ayakkabı kutularının oradan oraya hareketini takip ettiğinizde ve aleniyete rağmen inkarın başarısını gördüğünüzde, şaşırmamak, küçük dilinizi yutmamak mümkün değil elbette.

HAYRİ YÜCEL
12-04-2015