Ne dünya yeteri kadar güvenli, ne insanlar izanlı ve tekin.
Yaşamak için BİRARADA gerekli olan şey TOPLUMSAL EKİN...

GELENEKSEL BAKIRKÖY BULUŞMALARI DEVAM EDİYOR.

3 Şubat 2013 tarihinde "Geleneksel Bakırköy Buluşmaları" etkinliğinde, anayasa ve hukuk konusu gündeme alınarak davet edilen konuşmacılar eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mustafa Kul ve Anayasa Hukuk Profesörü, İstanbul milletvekili Süheyl Batum konuya ilişkin görüşlerini yoğun bir izleyici kitlesine aktardılar. Açılış konuşmasını derneğimizin kurucu üyesi Gökay Karabulut' un yaptığı toplantıda öz olarak hukuksuzluğun hukuk olarak sunulduğu, insanı hiçe sayan uygulamaların algı kirliliği yaratılarak geçerli gösterilmeye çalışıldığı vurgusu yapıldı.

Panelistlerin birikimlerini aktarımıyla devam eden toplantı, ileri bir tarihte tekrar edilmek kaydıyla yaklaşık 4 saatte sonlandırıldı.

Gökay Karabulutun açılış konuşması.

HOŞGELDİNİZ SAYGIDEĞER KONUKLAR

Doğada süregelen yaşam, bütün ilişkilerini bir denge üzerinden idame ettirir. Bu denge yaşama ilişkin altı çizilmemiş bir hukukun, yaşama hukukunun göstergesidir. Doğanın gelişkeni insan, diğer yaşayanlardan farklı olarak, tarihin derinliklerinden beri kendi hukukunu, sosyal yaşam içerisindeki mevzilerini aramakla meşguldür. Toplumsal devinimlerin her aşaması, egemenlerin çizgilerini zorlayan, insanı insan yapan değerlerin arayışıyla sürdürülegelmiş ve sürmektedir. Hukuğun ana teması, yaşama hakkıysa, yasaların eşit mesafede olması insan için kaçınılmazdır.

Oysaki, yaşadığımız 21. yüzyılda bile egemenlerin hukukunun yarattığı adaletsizlikler, tüm dünyada milyonlarca insanın katledilmesine, özgürlüklerinin çalınmasına, baskılar altında tutulmasına zemin hazırlamaktadır.

Üzerinde yaşadığımız toprakların hukuksal garabeti ise ayrı bir tartışma konusu olarak gündemimizdedir. İleri demokrasi paravanası altında, hukuksuzluğun hukuk olarak adlandırıldığı bir sürecin içerisinde, yaşamak zorunda bırakıldığımız gün gibi aşikardır. Bütün kurumların, bütün davranış biçimlerinin sorgulandığı, itirazların sindirme yöntemleriyle giderilmeye çalışıldığı, bireysel hukuğunu, toplumsal hukuğun üstüne oturtmaya çalışan, tabir yerindeyse; “ kadılığı” legalleştirmeye çalışan bir anlayışın hükümet ettiği havayı solumaktayız.

İnsanı insan yapan değerleri, kendi dar bakış açısı içine hapsetmeye çalışan, davranış biçimlerine kotalar koyan, kendisini dokunulmaz kılıp, muhaliflerine tehditler savuran bu yaklaşım, toplumsal çelişkileri tetikleyerek, bir arada yaşam ilkelerinin altına dinamit yerleştirmektedir.

Biz bir arada yaşam savunucuları, bütün bu açmazların karşısında bilinç ve ısrarla mücadele edilmesi taraftarı olarak, baskı ve yıldırma politikalarının esiri olmayacağımızı beyan ediyoruz.

Şimdi, içinde bulunduğumuz tarihsel dönemeç noktalarını aydınlatmak üzere sözü iki değerli konuğumuza bırakıyor, geçici yanılgıların gerçekleri köreltemeyeceğini bir kez daha vurguluyoruz.

Bu konudaki iki değerli konuğumuz, eski çalışma ve sosyal güvenlik bakanımız sayın MUSTAFA KUL ve hukuk profesörü, chp İstanbul milletvekili sayın SÜHEYL BATUM a bir arada yaşam derneği adına hoş geldiniz diyorum.
 

Birarada Yaşam
01-02-2013